Zunnun’u Mısri

Zunnun’u Mısri’nin başına bir hal geldi. Bu hal onda yeni yeni coşkunluklar,
 yeni yeni cezbeler meydana getirmekteydi.
 Bunu anlamayan gafiller ondan rahatsız oldular. Nihayet Zünnun’u tımarhaneye attılar.


    Bunu duyan dostları onu ziyarete gittiler. Zünnun onlara bağırdı:
    – “Siz kimsiniz, neden geldiniz?” dedi.
    Onlar sükunetle cevap verdiler:
    – “Biz senin dostlarınız, buraya halini, hatırını sormak için geldik.” dediler.
    Zünnun bunun üzerine, onlara saldırdı, üzerlerine taş, toprak atmaya onlara sopa sallamaya başladı. Her biri korkusundan bir yana kaçtı. Bunun üzerine Zünnun bir kenarda durup gülmeye başladı.
    – “Neden böyle kaçıp her biriniz bir köşeye sığındınız. Hani dostlarımdınız. Dostun eziyeti dosta ağır gelir mi, dostluğun alameti dosttan gelen zorluğa katlanmak değil midir?” dedi.
    * Kalpte her an başka başka şeyler baş gösterir insan bazen şeytanlaşır, bazen melekleşir, bazen tuzak kesilir, bazen de yırtıcı hayvan.
    * İnci nedir ki? Bir katrede gizlenmiş bir deniz, bir zerreye sığınmış güneş.






    * Madem bir hırsızlık ediyorsun bari latif bir inciyi çal, madem ki hamallık ediyorsun bari değerli bir yük taşı.

Sylvia Brown Kehanetler 2005 2100